Siz yalnızca bu cümleyi okuyup bitirinceye dek gözünüzde yaklaşık yüz milyar (100.000.000.000) işlem yapıldı. Size çok şaşırtıcı gelebilir ama doğduğunuz andan itibaren süper teknolojiye sahip bir çift makine sizinle birlikte. Annenize, arkadaşınıza, köpeğinize, arabanıza, bilgisayarınıza, muhteşem bir manzaraya, heyecanla izlediğiniz filme, en sevdiğiniz yemeğe baktığınızda oluşan mucize görüntüler işte bu bir çift aygıtın yardımıyla meydana gelir.
Hiç düşündünüz mü, eğer gözleriniz olmasaydı, hayatınız nasıl olurdu? Sevdiğiniz insanların yüzlerini, denizin dalgalarını, gökyüzünün mavisini, meyvelerin renklerini, güzelliğin ne demek olduğunu, bir yavru kedinin sevimliliğini, güneşin aydınlığını, ay ışığını hiç bilemeyecek, tanımayacaktınız. Ama böyle olmadı, mükemmel işlev gören bir çift göze sahip olarak dünyaya geldiniz. Sadece gözlerinizi açarak istediğinizi görebiliyorsunuz, görmek istediğiniz kişi veya nesnenin görüntüsü bir mucize olarak size gösteriliyor. Neden mucize görüntüler diye sorarsanız, siz bir çaba sarf etmiyor olsanız bile son derece girift ve detaylı işlemler sonucu görüyoruz. İsterseniz biraz detaylara bakalım şimdi.
Özelikle son yüzyılda teknolojinin hızlı gelişimi tıbba da yansıdı ve bildiğiniz gibi büyük yenilikler yaşandı. Tıp teknolojisinin ilerlemesi de gözün ne kadar kusursuz ve üstün bir tasarıma sahip olduğunu görmemizi sağladı.
İnsanda Hayret Uyandırmaktadır
Göz, farklı işlevlere sahipler olan çok sayıda farklı tabaka ve bölümden meydana gelir ve tüm bu bölümlerin senkronize hareketiyle bütün olarak görev yapar. Eğer sadece bir tabaka yada bir bölüm eksik olsa göz işlevini yitirir yalnızca bir et ve yağ yığını haline gelir.
Gözün, kornea, iris, göz merceği, retina, gözbebeği çevresindeki kaslar, gözün içinde bulunan pigmentler, gözyaşı bezleri, gözyaşının içeriğindeki dezenfektan maddeler, retinayı meydana getiren koni ve çubuk hücreleri, bu hücrelerden iletilen sinyalleri beyine ulaştıran sinir ağları ve beyinde mevcut olan son derece gelişmiş görme merkezi gibi her biri birbiriyle tam uyum halinde çalışan mekanizmaların tamamına aynı anda ihtiyacı vardır.
Fotoğraf makinesi gözün çalışma sisteminin mümkün olduğunca ,(göze kıyasla elbette çok kabaca ve yetersiz şekilde) taklit edilmesiyle icat edilen bir cihazdır. Gözün insanı hayrete düşüren mucizevi çalışma sistemini, ne kadar yüksek teknolojiye sahip olursak olalım hala elde edemediğimiz kadar üstün ve mükemmel işleyişine biraz daha detaylı bakalım.
Mayo Clinic‘ten bir alıntıyla şöyle özetleyebiliriz;
Göze gelen ışık ışınları korneadan, gözbebeğinden ve sonra da mercekten geçer. Saydam tabakanın bükümlü üst yüzeyi ve mercek, ışınları kırar ve nesnenin (resmin) görüntüsü ters çevrildikten sonra retinaya ulaşır. Işığa duyarlı hücreler (reseptörler yani koni ve çubuk hücreleri) ışığı elektrik sinyallerine çevirir ve sinir uçlarına uyarı olarak yollarlar. Retinadan gelen görüntü orijinaline göre baş aşağı durumda ve ters taraftadır. (Buraya dikkat verin derim) Ancak beyin yeniden yorum yaparak görüntünün düz olmasını sağlar. Bu elektriksel uyarılar beyne nesnenin çeşidi, büyüklüğü, rengi, uzaklığı hakkında haber götürürler ve tüm bu dizi işlemler saniyenin 1/10 u yani saniyenin onda biri kadarlık bir sürede gerçekleşir.(Mayo Clinic Ansiklopedisi, Cilt 2, s. 436)
Sonuç;
Mucize görüntüler beynimizde oluşurken, yani görme gerçekleşirken, “bir saniyede meydana gelen işlem sayısı şu an mevcut hiçbir bilgisayarın yapamayacağı kadar yüksektir. Bu kadar hızlı olmasının yanı sıra görmenin en şaşırtıcı ve mucizevi yanı ağ tabakaya düşen ters görüntünün beynin optik merkezinde düzeltilmesidir.” (Arthur C. Guyton, Tıbbi Fizyoloji, 7.b., Merk Publishing, 1986, s. 1012.)
Peki beynin rolü bu kadar önemliyse, ki önemli, beyinde, görüntünün ters olduğunu fark eden, çevrilmesi gerektiğini bilen, bu işlemin nasıl yapılacağı bilgisine sahip olan ve kusursuzca her saniye defalarca gerçekleştiren güç nedir, kime aittir?
Cevap burada…
Mucize Görüntüler
mucize hakkında.com, mucizeler, mucizevi, mucizevi görüntü, nasıl görüyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder