Evrim teorisinin, Kambriyen Devri’nde ortaya çıkan omurgasız deniz canlıları, on milyonlarca yıllık bir sure içinde balık olduklarına dair bir iddiası varmış. Evrimciler de bu ara geçiş fosillerini bulmayı 150 yıldır kafayı takmış olmalarına rağmen halen bu konuda bir gelişme kat edememişler. Yer katmanlarında milyonlarca omurgasız fosili, milyonlarca balık fosili varmış ama ikisi arasında bir “geçiş” fosili yokmuş. Kazmışlar kazmışlar, ama tek bir delil bile bulamamışlar…
MASAL BU YA;
Evrim teorisinin iddiası bununla da bitmemiş. Balıkların da bir süre sonra kendi kendilerine bir karar verip, kara canlılarına dönüştüklerini iddia etmişler. Bu iddiaya göre balıklar önce amfibiyenlere evrilmişler. Bunu duyan evrimciler yine yerin altını kazıp daha önce yarı balık-yarı amfibiyen bir canlının yaşadığını gösteren bir fosil aramaya başlamışlar da yine kazı çalışmalarından elleri boş dönmüşler. Sonra içlerinden bir tanesi Cœlacanth adı verilen bir fosil bulmuuuşşş…. 410 milyon yıl yaşında olan bu fosili her yerde ara geçiş formu olarak tanıtmaya başlamışlar. Evrimciler Cœlacanth’ın ilkel bir akciğere, gelişmiş bir beyne, karadan çıkmaya hazır bir dolaşım ve sindirim sistemine, hatta ilkel bir yürüme şekline sahip bir ara-geçiş formu olduğunu iddia etmişler.
Ama….
22 Aralık 1938’de Hint Okyanusu’nda bu Coleacanth adı verilen fosil, kanlı canlı yaşayan bir balık olarak bulunmasın mı? Hatta bu keşif karşısında şaşkınlıktan küçük dilini yutan evrimci paleontolog J. L. B. Smith, “yolda dinozora rastlasaydım, daha çok şaşırmazdım” demiş ve olaya son noktayı koymuş. Bundan sonra evrimciler Coleacanth konusunda tek bir söz dahi edemez olmuşlar. Çünkü sudan çıkmaya hazırlanan bir sürüngen adayı” olarak tanıtılan Coelacanth’ın, gerçekte okyanusun en derin sularında yaşayan ve 180 m. derinliğin üzerine hemen hiç çıkmayan bir dip balığı olduğu bir çırpıda anlaşılmış…
SUDAN KARAYA GEÇİŞ NEDEN İMKANSIZ?
- Denizlerde yaşayan canlılar kendi ağırlıklarını taşımazlar, su onların ağırlıklarını taşır. Kara canlıları için enerjilerinin %40’ını kendilerini taşımak için kullanırlar. Balıklar nasıl kendi kendilerini böyle bir kas ve iskelet sistemi geliştirebilirler ve buna neden gerek duysunlar?!%&?
- Karada yaşayan canlılar yüksek ısı farklılıklarına uyum sağlayabilecek bir metabolizmaya sahipler. Balıkların karadaki sıcaklık değişimlerine uyum sağlayacak bir korunma sistemleri yoktur. Hemen o an mutasyonla bu sorunu gideremeyeceklerine göre zaten hayatta kalmaları da imkansız oluyor.
- Solunum sistemleri kara ve su canlılarında tamamen farklı. Balıklar suda erimiş halde olan oksijeni solungaçları ile alırlar. Kara canlılarının ise akciğerleri vardır.
- Böbrekler diğer bir konu… Sudan karaya geçişin gerçekleşmesi için böbreği olmayan canlıların bir anda gelişmiş bir böbrek sistemi edinmesi gerekir.
- Suda yaşayan canlıların susama duygusu yoktur…
Tüm bu fizyolojik değişikliklerin aynı canlıda tesadüfler sonucu, aynı anda meydana gelmesi imkansızdır.
GÖKTEN 3 ELMA DÜŞMÜŞ;
Biri evrimcilerin, biri evrimci masalını yiyenlerin, biri de sonradan bu makaleyi okuyanların başına
SONUÇ
Evrimhakkinda.com olarak Darwin tarafından ortaya atılan evrim teorisi masalının uydurmacalarından biri olan sudan karaya geçiş masalını okuduk. Evrimcilerin artık bize masal anlatmayı bırakıp, fosil biliminin ve genetik biliminin anlattığı bilimsel gerçekleri göz önünde bulundurmalarını temenni ediyoruz Makalelerimizi takip etmeye devam edin. Teşekkürler.
Darwin"den Masallar : Sudan Karaya Geçiş
Evrim Hakkında, evrimhakkinda.com, sudan karaya geçiş adaptasyonları, sudan karaya geçiş belgeseli, sudan karaya geçişte yaşanan sorunlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder