İslam dini ve bilim her zaman iç içe olmuştur, çünkü İslam dininin temel kaynağı olan Kuran insanları bilime ve derin düşünmeye yöneltir. Kur’an göklerin, yerin, dağların, yıldızların, bitkilerin, tohumların, hayvanların ve tüm varlıkların yaratılışı konusunda düşünmenin ve bu yaratılışı incelemenin gerekliliğini anlatır. Evrendeki mükemmel yaratılışı gören bir kişi, Yüce Rabbimizi daha iyi tanır ve imanı derinleşir.
“Onlar, göklerin ve yerin ‘bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete (melekût) Allah’ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?” (Araf Suresi, 185)
Yazımızdaki Başlıklar
İslam Dini ve Bilim Neden Çatışmaz?
İslam dini ve bilimin çatıştığına dair iddialar, bilimin ilerledikçe bir ideoloji ya da hayat tarzına dönüşeceği yanılgısına dayanır. Oysa bilim bir yaşam felsefesi değildir ve kendi başına bir anlam ifade edemez. Bilim, evrendeki olayları deney ve gözleme dayalı şekilde inceler ve insanlığın hizmetine sunar. Ancak insanların bundan nasıl faydalanacağı bilim ile ilgili değildir, onların dünyaya olan bakış açılarına bağlıdır. Elde edilen bilimsel bulguların kimi zaman insan hayatını kolaylaştırdığını, kimi zaman da (atom bombaları ve kimyasal silahlar gibi) büyük zararlara yol açtığını hepimiz biliyoruz. Bilimsel bir ilerleme ancak insanlığın faydasını gözeten, akılcı insanların elinde değer kazanır.
İslam dini akılcılığa dayanır ve insanların refahını, mutluluğunu hedefleyen bir ahlak ve yaşam tarzı ortaya koyar. Bu amaçla bilimin sunduğu kolaylıklardan faydalanır. İslam dini hiçbir çelişki içermediği için bilimin kazandırdığı doğrulardan tedirginlik duymaz, tersine destekler. İslam dini ve bilim çatışmadığı gibi bilimsel bulgular da yaratılışı kanıtlar niteliktedir. Bilimsel objektifliğini kaybetmiş, materyalist ve ateist ideolojilerin etkisindeki kişilerin ön yargılı çabaları aslında dinle değil kendi vicdanları ile çatışır. Çünkü materyalist, natüralist ve ateist ideolojiler oldukça çelişkili ve yetersiz açıklamalarla doludur. Objektif bilim ise insanı daha derin düşünmeye ve güçlü bir imana yönlendirir. Bu nedenle İslam dini ve bilim çatışmaz, tersine İslam dini bilimin gelişmesini teşvik eder. Daha detaylı bilgi için bakınız..
İslam Dininin Bilimi Teşvik Edici Özelliği Nedir?
İslam dini akıl ve vicdan dinidir. Düşünen, akıl ve vicdan sahibi bir insan, yüzünü nereye çevirse üstün bir Yaratıcı olan Allah’ın varlığının delilleri açıkça görür ve yaratılış konusunda düşünür.
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 191)
Allah, Kuran’da insanları çevrelerindeki yaratılış delillerini düşünmeye ve incelemeye çağırır. Tüm evrende var olan sistemleri, canlı ve cansız varlıkları inceleyen, gördükleri üzerinde düşünen ve araştıran her insan da Allah’ın üstün aklını, ilmini ve sonsuz gücünü tanımaya başlayacaktır.
Allah’ın insanları, üzerinde düşünmeye çağırdığı konulardan bazıları ayetlerde şöyle bildirilir:
“Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ‘göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) ‘İçten Allah’a yönelen’ her kul için ‘hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da.” (Kaf Suresi, 6-10)
“İnsan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?” (Tarık Suresi, 5)
“Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? Yere; nasıl yayılıp-döşendi?“ (Gaşiye Suresi, 17-20)
Astronomi, anatomi, zooloji, botanik, genetik ve daha pek çok bilim dallarına Kuran’da dikkat çekilmiştir. İslam dini, bilimi ve derin düşünmeyi her zaman teşvik etmiştir.
İslam Dinine Göre, Kuran’daki Bilimsel Mucizeler Nasıl Değerlendirilmeli?
Kuran 14 asır önce indirilmiş, insanlara ahlak ve sevgiyi öğreten yol gösterici bir kitaptır. Tüm insanlığı bu Kitab’a uyarak kurtuluşa ermeye davet eder. Eşsiz bir üslup ve hikmete sahiptir ve bu onun Allah’ın sözü olduğunun kesin delilidir.
Elbette ki Kuran bir bilim kitabı değildir, ancak çeşitli ayetlerde, özlü ve hikmetli bir anlatım içinde aktarılan bazı bilimsel gerçekler ancak 20. yüzyıl teknolojisi ile keşfedilebilmiştir. Kuran’ın indirildiği dönemde bilimsel olarak saptanması mümkün olmayan bu bilgilerin varlığı, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu bir kez daha ispatlar.
“Andolsun, Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.” (Zümer Suresi, 27)
Kuran’ın çok sayıdaki bilimsel mucizelerinden birkaçını aşağıda görebilirsiniz, daha detay bilgi için üzerine tıklamanız yeterlidir.
Müslüman Bilim Adamlarının Tarihteki Önemi Nedir?
İslam dini ve bilimin birlikteliğini görmek için İslam dinini yaşayan bilim adamlarını tanımak gerekir. Tarihte modern bilime öncülük eden bilim adamlarının pek çoğu Allah inancına sahiptir. İslam dininin bilimi teşviki ile Müslüman bilim adamlarının sayıları artmış, 8. ve 15. yüzyıl arasındaki süreçte Müslüman bilim adamları teknik bilimler, tıp, astronomi, matematik, kimya gibi pek çok alanlarda önemli buluşlar yapmış ve günümüz bilimlerine öncülük etmiştir. Hala o dönemlerdeki Müslüman bilim adamlarının keşifleri kaynak alınarak çalışmalar yapılmakta ve modern bilim ilerlemektedir.
Kuran ışığında bilime yönelerek büyük başarılar elde eden Müslüman bilim adamları ve buluşlarından birkaç örnekler verelim:
Cabir bin Hayyan çok yönlü bir fen bilgini olarak, batı bilim dünyasında “kimyanın kurucusu” olarak kabul edilir. Kimya, eczacılık, metalürji, astroloji, fizik, felsefe ve daha pek çok konuda çalışmaları bulunmaktadır. Atomun parçalanabileceğini ve çok güçlü bir enerjinin oluşabileceğini ilk söyleyen ve ilk kimya laboratuvarını kuran bilim adamıdır.
Astronomi, matematik, coğrafya alanlarındaki çalışmaları ile batı bilim dünyası üzerinde büyük etki bırakan Müslüman bilim adamıdır. Cebir ve algoritma ilimlerinin kurucusu ve bu ilimlere isim veren İslam alimidir. Orijinal hali Oxford Üniversitesinde bulunan Cebir ile ilgili kitabında ilk kez denklem kurma yöntemini, problem çözme şekillerini göstermiştir. Kök sayı, tekil, tek sayı gibi pek çok yeni terimin üreticisidir.
Matematik, astronomi, müzik, felsefe ve tıp konularında uzman İslam bilginlerinden biridir. Sinüs teoreminin tanımını yapmış ve bunu astronomiye uyarlamıştır. Pisagor teoreminin genel ispatını vermiştir. Dünya’nın çevresini 360 meridyene bölünmüş kabul ederek ekvatorun uzunluğunu hesaplayan ve buna bağlı olarak da dünyanın yarıçapını bulan İslam alimidir.
Yaşadığı devrin en önemli astronomi ve matematikçisidir. Batıda Albategnius olarak tanınan Battani günümüzde de tarihteki en ünlü 20 astronomdan biri olarak kabul edilir. Ay, Güneş ve gezegenlerin hareketlerini incelemiş, dünyanın eliptik eğimini yarım dakikalık fark ile hesaplamıştır. Matematik alanında trigonometrinin gerçek kaşifi olarak kabul edilir. Eserleri Latince’ye çevrilen ilk Müslüman bilim adamlarından olan Battani bilimin gerçek amacı için; “İnsan, Allah’ın (cc) varlığını, birliğini, kudretini ve eserlerinin mükemmelliğini başta astronomi olmak üzere, ilimler sayesinde öğrenebilir.” diyerek dile getirmiştir.
Fen ve bilim alanında 10 ve 11. yüzyılda yetişmiş en büyük alimlerinden biridir. Dünya bilim tarihindeki en büyük astronom, matematikçi, etnograf, tarihçi ve filozoftur. Eserleri hala batı biliminde kaynak olarak kullanılmaktadır. Işığın sesten hızlı olduğunu, ısının metallerde genleşmeye neden olduğunu keşfetmiştir. Pek çok buluşu olan ve sahip olduğu ilimlere ayetlerdeki hikmetlerden yola çıkarak ulaştığını ifade eden Biruni, İslam dini ve bilimin birlikteliğini dünyaya ispatlayan en önemli alimlerden biridir.
Hekimlerin piri olarak bilinen İbn-i Sina, İslam dini ve bilimin tıptaki birlikteliğini gösteren gelmiş geçmiş en değerli alimlerden biri olarak kabul edilmektedir. Günümüz tıbbında geçerli olan pek çok fikrin kurucusudur. Mikropların varlığını keşfetmiştir. Deri altına ilk iğne yapan, sindirim sistemi ile ruh sağlığı arasında ilk bağlantı kuran bilim insanıdır. Tıp haricinde matematik, ekonomi, siyaset, musiki, fizik, astronomi, felsefe gibi alanlarda 150 civarında eseri bulunmaktadır.
SONUÇ
İslam Hakkında sayfamızda dinimizin kolaylık, akılcılık ve sevgi dini olduğunu, bilim ve modernlik ile dinimizin en doğru şekilde yaşanacağını detaylı olarak anlatmayı hedefliyoruz. Bu yazımızda da özellikle İslam dini ve bilim arasındaki bağın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu, İslam dininin bilimi teşvik ettiğini ve Müslüman bilim adamlarının bilimsel buluşlara öncülük ettiğini anlatmak istedik.
İslam dini ve bilim daima uyum içindedir. Kuran’ın gösterdiği yolda ilerleyen bir bilim adamı, doğru bilgiyi ve hikmeti en güzel şekilde arayacağı ve bulduğunda insanlığın faydasına kullanacağı için mutlaka hayırlı bir sonuca ulaşacaktır. Hem kendi ahlakı güzelleşecek, hem imanı derinleşecek, hem de insanlığa faydalı hizmet ederek Allah’ın rızasına kavuşmayı hedefleyecektir.
“Kulları içinde ise Allah’tan ancak alim olanlar İçleri titreyerek-korkar. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.” (Fatır Suresi, 28)
İslam Dini ve Bilim
islam dininin akla ve bilime verdiği önem, islam dininin bilim ve sanata bakışı, islam dininin bilime verdiği önem, islam dininin ilme ve bilime verdiği önem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder